Açıklama
Hiçbir iktidar ülkenin eğitim politikasını, iktidarın kendi amaçları dışında, ülkenin özgür ve demokratik yarınlarını düşünerek yapılandırmamaktadır. İdeal yurttaş yetiştirme kurgusu eğitim politikalarını şekillendirirken politika yapma tarzını belirlemekte. Fakat bu tarz hiçte dostane değil.
“başka bir siyaset tarzı mümkün!”
Türkiye’yi etkileyen eğitim politikaları tartışmalarının ana çerçevesini dünyadaki farklı deneyimlerle ortak bir çizgide –aslında politik felsefenin ve teorinin binlerce yıldır tartıştığı gibi– her iktidarın kendi vatandaşını kurgulama çabası oluşturmaktaydı.
(…)
“geri dönüşüm işçisi gençlerin yazılarına yer veren Katık dergisindeki yazılar, onların, bu politik düzenin kurgularının dışına çıkmayı, kendilerini bu düzenin dağıtılmış rolleri ile tanımlamamayı tercih ettiklerini gösteriyordu(…)”
İÜ, Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi ve dekan yardımcısı Doç. Dr. Ayşegül Komsuoğlu’nun kaleminden…
Tarihten günümüze devletler –ve politik felsefe– daima bir ideal yurttaş tasavvuru peşinde koşmuştur. İster geleneksel olsun isterse modern, tüm iktidarlar makbul nesiller yetiştirme iddia ve projeleriyle geleceğin müstakbel yurttaşlarını kurgulamışlardır. Özellikle modern devletin doğuşuyla bu ideal yurttaş, yasalardan çok eğitimin eseri olarak düşünülmüştür.
Eğitimi bir araç olarak gören toplumsal mühendislik projeleri sadece otoriter ve totaliter ideolojilerin değil her türden politik tasavvurun iktidar olur olmaz sıkı sıkıya sarıldıkları birer araç olurken, politikada hamaset ve rekabet –hatta çoğu kere düşmanlık– bu projeleri keskinleştirmiştir.
Oysa politik rekabet düşmanlık anlamına gelmemelidir çünkü demokrasinin kendisi, birlikte yaşama ihtiyaç ve kaçınılmazlığının kurumsallaşması ve içselleştirilmesinden başka bir şey değil. Demokrasiyi, “hedeflenen bir erek” ya da “iyi niyet gösterisi” klişelerinin çok ötesinde ele almak, birlikte yaşamanın bir zorunluluk olarak kabul edildiğinin ifadesi olarak bellemek kaçınılmazdır.
Birlikte yaşamayı öğrenmek, politik dostluğu inşa edebilecek yegane proje olarak sahiplenilmelidir. Bu öğrenme sürecinde, ideal bir yurttaş ve bununla bağlantılı toplumsal mühendislik projelerinin yetersizliğinin, çaresizliğinin ve gereksizliğinin sergilenmesi ve kabulü politik dostluk için samimi ve sahici bir başlangıç noktası olacaktır.
Eğitimin temel hedefi her türden ayrımcılığı dışlayan yeni bir toplumsal bağ için demokratik bir çoğulluk içinde bir arada yaşamayı öğretmek olmalıdır.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
I. BÖLÜM Politik Dostluk için Eğitim
Eğitimde sorumluluk, muhafazakârlık ve otorite
Eğitim ve zihinsel yargı yetisi
Yeniyi korumak ve Türkiye eğitim sistemi
II. BÖLÜM Eğitim, Politika ve Eşitlik
Politik dostluk ve eğitimde eşitlik kavramı
Eğitimde eşitlik ve öğrenme süreci
Eğitim ve özgürlük
Türkiye tarihinden eşitsizliği başlangıç alan bir eşitlik hayali örneği
II. BÖLÜM Politik Dostluğu Destekleyen Bir Eğitim Anlayışı İçin Gözlemler ve Öneriler
Sınıfta dinlemek, anlatmak ve anlamaya çalışmak
Dünyayı seven öğrenciler için sınıfın/okulun ötesinde eğitim sistemini yeniden düşünmek
Türkiye eğitim sisteminde tarihsel süreçte dost yurttaşı değerlendirmek
Daha iyi bir polis’de yaşamamız için eğitim alanında öneriler