Açıklama
Deniz şiddetini artırmıştı
Gün aydınlanıyordu
Karşıya baksana
”
Uzaklarda simsiyah bulutlar ve sürekli çakan şimşekler
Atlantik bize hoş geldin diyecek galiba
Fırtına bu, hırpalanmaya hazır olalım.
Fırtınasız okyanus olmaz, yaşamalıyız bu anı.
Gençliğini, yaşadıklarını, hayallerini bırakarak gidiyordu bir vapurla.
Son diye bir şey varsa herhâlde bu olmalı, dedi mırıldanarak…
Bu kadar ani bir son olur muydu ki insanın yaşamında?
Elinde ne zaman bir bavul olsa bilinmeyene doğru gittiğini düşündü dümen suyundaki köpüklere bakarken…
Kader, diyordu her seferinde ama öyle miydi? Yoksa başka bir şey mi?
Ya görür görmez âşık olması Tesadüf müydü yoksa bu da kader miydi?
Ne fark ederdi ki?
Bir nedeni, sorgusu suali yoktu âşık olmanın. Sadece Âşık oldum, diyordu insanın içindeki ben, gerisi beden ile düşüncenin bene itaatiydi.
Aslında karmaşık gibi görünse de aşk böyle bir şeydi…
Hem basit… Hem karmaşık… Bazen karmakarışık…
Üç adada yaşamıştı yaşam denen şeyi…
O bir bahriyeliydi…
Poyraz Teğmen…
Bozcaadalı…
Heybeliadalı… Manhattanlı…
Şimdi nerede? diye sorarsanız
Kim bilir, belki yine bir adada…
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.