Açıklama
Çoktan soğumuş olsa da, intikam bir gün er ya da geç yemeğe mecbur ve mahkûm olduğun acı bir yemek midir?
Soğuk, gri bir uzak kentte, monoton, amaçsız bir sürgün hayatı, çok gerilerde kalmış bir ihanetin intikamı hayaliyle sürdürülebilir mi?
Yirmi yılın ötesinden gelen bezgin bir intikamcı birbirinden kopmuş hayatları saklandıkları köşelerden çıkarıp, tekrar, çaresizce buluşturabilir mi?
Puslu bir nisan sabahı, mavi-beyaz boyalı bir tirhandil, sisler arasından çıka geldi ve Egenin uzak, küçük bir adasının, denize uzayan taş iskelesine yanaştı. Motor sesi duyulmadı, tekne süzülerek, kayarcasına iskeleyi bordaladı. Genç bir gemici atlayıp, elindeki halatı bağlamadan, gerdirip bekledi. Teknede yalnızca bir yolcu vardı. Kırmızı bir beysbol kepi giymiş olan, iri göbekli kaptan, İşte, İos burası dedi sırıtarak, Umarım verdiğin paraya değer, bu aylarda pek hayat yoktur.
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.