Sır

Açıklama

Insanin kendi ruhunu tanidigi,
ruhuyla da kalbine dokundugu anda askin o zarif,
o latif ve o ince sizisi aklin önüne geçiyor,
bir sonsuzluk kavrami sariyor insani…
Düsler ve hayaller geliyor ardindan…
Bir anda gelmisiniz, geçmisiniz,
yasadiklariniz, yasayamadiklariniz,
umutlariniz, söyleyemedikleriniz,
bir kitap kapagi, bir sarkidan,
bir enstrümandan gelen bir ses
sizi artik rahat birakmiyor.
Hele gecelerin o sessiz,
insan benligini kusatan o koyu siyah gri derinligi
kelimeleri ardi ardina zihninize getiriyor
ve yaz diyor.
Artik duramiyorsunuz…
hislerin yarattigi; güçlü, dayanilmaz baski
öylesine rahatsiz ediyor ki çaresiz yaziyorsunuz.
Arkasi gelmiyor ve kelimelerle söylesi basliyor.
Hatiralardan silemedigimiz,
kiyida kösede biriktirdiklerimiz,
ruhun bitmeyen hayal dürtüleri birer birer
siirin o sonsuzluk saltanatinin hükümran gücü olarak
ruhunuzu kimi zaman rüyalarinizda da yalniz birakmiyor.
Sik sik uyaniyorsunuz.
Yakinmalar ve yakarislarla vücut verdiginiz kelimelerin
sultanlik cazibesinin muhtesem salvolari
ruhu yakip kavuruyor.
Iniltiye, aciya ve zevke dönüsüyor bütün duygulariniz
ve siirle bütünlesiyor büsbütün hayatiniz.