Açıklama
Meğerse tam isabetmiş! .
Başlar mı bana bir solukta çapkınlık maceralarını anlatmaya. Uğrunda kavga ettiği kızları, okulda kendisini çıldırtan kadın hocaları, elden ele dolaştırdıkları açık saçık dergileri…
Durulduğunda adımı sordu.
“Serseri,” dedim.
Güleceğimi bekliyordu tabii. Oysa ben olağan halimi koruduğumda yüzü bir tuhaf oldu, kendi gülme denemesi de yarım kaldı. Hiç ses etmedi bir süre. Sanırım ne iş yaptığımı da sormak istedi ya, vazgeçti, daha fazla kafasını karıştırmak istemedi.
Özel bir koruganım vardır benim:
Özel bir koruganım vardır benim: Uzaklık. Herkes belli bir uzaklıktadır bana karşı. İlişkilerimi, dostluklarımı o belli uzaklarda kurarım hep. Diyelim bir kızdan hoşlanıyorum. Yaklaşmak istiyorum ona. Her türlü numarayı deniyorum yakınlığını elde etmek için. Derken oluyor, ayarlıyorum kızı. Yaklaşıyorum, yaklaşıyorum…
ve birden koruganım giriveriyor devreye, görünmez bir emniyet kemeri gibi tutup çekiyor beni. Yabancı olana, gizeme, tehlikeye, suça, sonradan görülebilecek her türlü kötü düşe karşı koruyucuyum, uzaklık. Benim yerime suya fırlatılan gemi demiri o. Derinliklere ulaştığında arada hep bir zincirlik uzaklık var ve ben dışarıda, güvenlikli alandayım.
Bıyık bıraksa nasıl olurdu acaba? Hemen şimdi sakal bıyık bıraksa, üzerine de spor bir şeyler giyse! Bıyık meselesi yalnız bir kez de olsa gündeme gelmedi değil. Tatildi. Babamın tatili olabildiği o yıllardan birindeydi, demek ki asırlar geçmiş!
Nedir gençlik? Kimdir serseri?
Çocukluktan gençliğe adım atan Selim, hayatı tanıma yolculuğunun bu ilk adımında toplumun sınırlarına çarpacaktır. Her şey onun için önceden belirlenmiştir. Büyümenin, birey olmanın toplumsal kalıplarına uymaya çağrılır; ilk olarak ailesi tarafından.
Okul duvarlarının eğitim hapishanesini koruyup kolladığını görecek, cinselliğin toplumsal cenderenin dikenli telleri olduğunu deneyimleyecektir.
Liseden, üniversiteye geçişte sadece üniformalar ve gardiyanlar değişecek, ilk günahı ve teslimiyeti yaşayacaktır sevdiğinin elinden.
Reddedişler bir kaçışa sürükleyecektir onu, kaçışın kurtuluşa açılan kapı olacağını umut ederken kapanan kapılar olacaktır yüzüne…
Üzerine biçileni reddedip kendine ait bir kimlik edinme çabası toplum tarafından derhal aynı şekilde yaftalanacaktır: Serseri!
Peki, kimdir serseri, nedir? Ne yer, ne içer? Nasıl yaşar?
Boş gezen midir yoksa bir gezgin midir yaşamın ince patikalarında?
Macera tutkusu veya esrarengiz olana hayranlık mıdır serserinin imgesi?
Selim kendisine dayatılan anayoldan çıkışı dumanlı bir atmosferin bulandığı caz, estetik, felsefede arayacak, satranç masasında dünyalar bulup savaşacaktır.
Sonunda tüm taşları devireceklerdir yine de.
Ama değişimi ilk keşfedendir Serseri! Ve ilk paylaşan olacaktır…