Açıklama
Bu defa çok daha başka bir görüntü gözümün önüne kendiliğinden düşüvermişti. Ne kadar zaman önce olduğunu düşünmek bile istemiyordum. Sanırım büyük felaketin başlarındaydı. Gittiğim ulusal katedralin vitraylarına bakıyordum. Gözümün önündeki manzarayı anlamlandırmaya çalışan zihnim biraz daha zorlanmıştı. Fairness kelimesini görebiliyordum. İşte orada vitrayın orasındaydı ve birilerinin tuttuğu dövizin üzerinde yazılıydı. Eşitliğin derin anlamını her gelene geçene ilan edercesine rengârenk camların ortasında durmaktaydı. Onu başka bir kelime, nofoul play sözcükleri tamamlıyordu. O gün orada gördüğüm manzaranın birer parçası olan bu kelimelerin anlamlarını şimdi daha iyi görebiliyordum…
Aynada gördüğüm her ne ise, o kesinlikle ben değildim, olamazdım. Çok kprkunçtu sûretim. Dayanamadım, aynayı kapıya doğru fırlatmıştım. Asla bana ait olmayacak karanlık suretin çehremi kaplamasına, onu seyrederek, izin veremezdim…
Korkmuyorum anne. Korkunun, korktuğun şeyle karşı karşıyayken bir anlamının kalmadığını fark etmiştim artık. Ölünün, ölmekten korkmaması gibi bir şeydi bu. Ölüm korkusu, nasıl ki öleceklerin korkusuysa, benim de korkularım, henüz onlarla yüzleşir şeylerdi…
Bütün bunların bir telafisi olacak mıydı, yoksa işler d kötüleşecekti, bilmiyorum. Şimdilik tespih taşlarıml öğrettiği dualarımla yaşamımı sürdürmeye devar bir gün eskisi gibi olması temennisiyle!..
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.