Açıklama
Bir zamanlar küçük bir kara balık vardır. Küçük kara balık bir sabah erkenden uyanır ve annesini de uyandırır. Sabah sabah ne olduğunu anlayamayan anne balık yavrusuna kendisini neden uyandırdığını sorar. Küçük kara balık ise annesine yuvasına uzak olan bir yere gitmek istediğini söyler. Annesi yavrusunun böyle bir fikirden vazgeçmesini ister. Küçük kara balık çok kararlıdır fikrinden vazgeçmez. Küçük kara balığın annesiyle konuşmalarını duyan komşuları da gelir.
Küçük kara balık yüzerek çağlayanın en ucuna gelir ve kendini aşağıya bırakır. Bir bakar ki bir gölün içindedir. Etrafına bakınca bir sürü küçük kara balıkçıkların suyun içinde olduğunu görür. Kurbağalar kendilerini çok üstün ve güzel görür. Küçük kara balığı küçümserler. Küçük kara balık balıkçıklara kendilerini bu kadar beğenmemeleri gerektiğini, daha bir sürü güzel balığın olduğunu söyler. Kocaman bir kurbağa gelir ve küçük kara balığı uyarır. Balıkçıklarla bu şekilde konuşmamasını söyler ve onu kovalar.
Küçük kara balık kaçar ve kendini bir dere yatağında bulur. Burada da bir yengeç ve kertenkele ile tanışır. Yengeçten uzak durmaya çalışır; çünkü yengeç her an kıskaçla onu yakalamaya çalışır. Kertenkele ile sohbete başlayan küçük kara balık ona pelikanlar, testerebalıkları ve balıkçıllar hakkında bildiklerini sorar. Kertenkele bunlar hakkında bilgi sahibi olmadığını söylemekle birlikte eğer bir pelikana yakalanırsa onun kesesini yırtabileceği bir bıçak hediye eder.
Küçük kara balık teşekkür ederek yola çıkar. Önce bir ırmağa uğrar sonra da denize ulaşır. Yolculuğu sırasında çok farklı canlılarla karşılaşır. Küçük kara balık Kepçeli Kuş’a rastlar. Kepçeli kuş korkunç bir kuştur. Küçük kara balığı yutar. Küçük kara balık yanındaki bıçakla kepçeli kuşu en zayıf yerinden bıçakla deler ve onun içinden çıkar, yani kepçeli kuştan kurtulmuş olur. O günden sonra da küçük kara balığı gören olmaz.
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.