Açıklama
Saatler, 13.41i gösteriyordu, o sirada dustaydi. Kulaklari sagir eden, büyüklükte bir ugultu ve tahammül edilemeyecek kadar agir bir sicaklik çökmüstü sehre. Gökyüzünü, kizila çalan bir bulut kaplamisti. Mahser yerinin gürültüsü gibi korkutucu ve tüyleri diken diken eden ve o ayni silindir sesini andiran ugultudan baska bir sey duyulmuyordu..
Saçlarini kurutmus, iç çamasirlarini henüz giymis ve banyodan disari çikacakti ki, sendeleyerek banyo kapisina tutundu. Kapiyi hafifçe araladiginda ise; oldugu yerde titremeye basladi. Kulaklarindaki ugultuyu; kulagina kaçan suya yormustu. Banyo esiginden, adimini disari attigi sirada dökülen fayanslarla birlikte, dehsete kapildi..
Demir;
Anneee.. Anneee.. Babaaa.. Babaa.. Babaa..
Bu roman gerçek bir hayat hikâyesinden esinlenerek yazilmistir.
Yazar bu romaninda 1911-1915 yillari arasinda yasanan Ermeni mezaliminden kaçis hikâyesi ile 23 Ekim Tusba depremi sirasinda yasananlari ve depremden kaçis serüvenini birlestirerek tek öyküde toplamistir.
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.