Açıklama
Yaşlılar bugünlerinin şartlarına göre değil, gelecek kötü günlerinin koşullarını düşünerek karar vermek zorundadırlar. Azrail, öyle ha! deyince almıyordu ki insanların canını. Ya Allah uzun ömür verirse ya son günlerinde bakıma muhtaç hale gelirse, o zaman kim bakacaktı ona, kim sahip çıkacaktı?
Yaşayan yedi çocuğundan dördü Söke’de değillerdi zaten. Çoktan başka şehirlerde işlerini, güçlerini kurmuşlar, kendi çocuklarının peşlerine düşmüşlerdi. Yine baksa baksa, Söke’de kalan bu üç kız bakacaktı kendisine. Sonuçta Hikmet Hanım bir kızına, içlerinden en güvendiğine yakın oturmak için kabul etti mahalle değiştirmeyi. Diğer çocukları da desteklemişlerdi bu kararını. Ama gel gör ki, daha taşındığı ilk günde, bu apartmanda bir başına kaldığını öğrenecekti Hikmet Hanım. Mimar Kız’ının kararsızlığının kurbanı olmuştu.
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.