Açıklama
Medyatik iktisatçıların eleştirisi…
İktisatçılar krizleri balon mecazı ile açıklamayı severler: “Konut balonu patladı,” “teknoloji balonu şişiyor…” Ama nedense bu kadar aşikar bir gelişmeyi asla öngöremezler. Oysa her gün gazetelerde yazmakta ve televizyon programları yapmaktalar. Bazıları ise “kriz kapımızda” uyarısını bir gün olsun esirgemez. İktisadi konular bu kadar bilinemez olmadığın göre söz konusu olan iktisatçıların krizidir. Zaten “iktisatçılar balonu” uzun süredir şişmekteydi.
Burjuva iktisadından gayrısı mümkün mü?
Gazeteler neden bu kadar çok iktisatçıya köşe ayırıyor? Televizyonlar neden ekonomi profesörüyle dopdolu? Ne konuşulursa konuşulsun neden ekonomi rakamlarının alt banttan resmi geçidi eksik olmuyor ekranlardan? İktisat iyi para getiren bir sektör olmalı…
(…)
Ama sektörün aktörleri bize baş aşağı duran bir iktisadı sunuyorlar: Ücretler hala bir maliyet unsuru olarak ele alınıyor, krizler işlenen kimi hatalar neticesinde bazı rakamların yan yana gelmesinden ibaret olarak gösteriliyor, bazen de bir kader. Toplumda sınıflar değil kesimler var onlara göre, sınıflar arasında mücadele değil iktisadi akıl, kader, alınyazısı var. “İş kazasında ölmenin işçiliğin fıtratında olması” gibi bir dünya vazediyorlar. Düzenin hükmünü sürmesinde az emekleri geçmiyor ama…
Yazar Erhan Bilgin, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden 1985 yılında mezun oldu. Çalışma hayatının büyük kısmında işçi sendikalarında iktisatçı olarak görev aldı. Makalelerinin birçoğu, Radikal ve Cumhuriyet gazetelerinde yayınlandı…
İktisat uzun süredir günlük ekmeğimiz haline getirildi. Umutlar ekonominin iyiye gitmesi ve iyileşmesine bağlandı.
Büyüme, cari açık, likidite kavramları çoktandır sohbet konularımız arasında. Siyasetçiler bile tüm kötülükleri faiz lobisinin faiz hobisine “endeksledi.” Artık ABD Merkez Bankası başkanının adını biliyor ve vereceği faiz kararını heyecanla bekliyoruz.
Gazetelerin ekonomi haberleri arttı, sayfaları çoğaldı, köşe yazarları “tavan yaptı.” Günlük piyasa bilgileri ekranların üzerine sabitlenen bantlardan akıp duruyor, hatta tam gün ekonomi haberleri yapan televizyon kanallarımız bile var.
İktisadi kavramların pazarlayıcısı koca koca ekonomi profesörleri canlı yayınlarda “show business” yapmakta.
Ekonomik sistemi öve öve bitiremiyorlar ama alınan yanlış kararların uygulamada “krizlere” yol açmasından onlar da yakınıyor: Oysa kendilerinin temsil ettiği evrensel iktisadi akla uyulsa, kapitalizm sonsuza dek aksamadan sürecek!
“Sol”dan iktisatçıların bir kısmı bu “sonsuz gidişat” fikrine inanmasa bile, kendi önerileri ve bu önerilerin getireceği iyileştirmeler sayesinde vatandaşın, çalışanların, işçilerin gözetileceğine böylece “iyi bir kapitalizm” ya da “makul bir kapitalizm” ile idare edebileceğimize dair teorilerini, sahip oldukları köşelerden “güncellemekteler.”
İktisatçıların İktisadı’nda gündelik yaşantımızı kuşatan iktisadi terimler, bu günlük iktisat vaazları özelinde ele alınıyor. Belli bir iktisadi kavram eşliğinde, o kavramı en iyi temsil ettiği düşünülen konu hakkındaki yazılarından yola çıkılarak, 15 “popüler” iktisatçının gerçeklikle ilişkisi sorgulanıyor. Bu sorgulamayla, aynı zamanda, adeta kapitalizmin “kesitleri” alınıyor ve krizlere karşı ”kapitalist çare”lerin imkânları sergileniyor.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 13
Giriş 17
I Karın Doyuran İktisat (Seyfettin Gürsel) 37
II Mugalâtacı İktisat (Deniz Gökçe) 53
III Laboratuvardaki iktisat (Fatih Özatay) 73
IV Mâkul İktisat (Güngör Uras) 85
V Tekâmülcü İktisat (Süleyman Yaşar) 99
VI Öngörüsüz İktisat (Taner Berksoy) 111
VII Bütçenin İktisadı (Cemil Ertem) 119
VIII Kurallı İktisat (Daron Acemoğlu) 125
IX Vatandaşın İktisadı (Asaf Savaş Akat) 131
X Kontrolsüz İktisat (Uğur Gürses) 135
XI Mekanik İktisat (Korkut Boratav) 139
XII Kamu İktisadı (Erinç Yeldan) 163
XIII Eğreti İktisat (İzzettin Önder) 169
XIV Kadınların İktisadı (Mustafa Sönmez) 179
XV Kriminal İktisat (Mustafa Sönmez) 195
XVI Görünmeyen İktisat (Öztin Akgüç) 201
XVII İşçinin İktisadı 205