Açıklama
Vedaların anılmak istemediği zamanında, bir umudun çıktısını izlediği sonbaharda, hüzünlerin hasret ile karışıp firakı yâd ettiği zaman, yolculuklar akın akın yollara döküldüğü zaman, yollardan bıkkınlık gelip gurbetten sıkılmak akıldan geçmediği zaman, bir bebek ağıtı gibi ne dediğini bilmeyen ben, yollardan sıkılmayıp gurbet türküsü çağıran sen. Ağzını açmış karşıdan avaz avaz bakan gençlik, çöktüm çökeceğim hesabı yapan yalnızlık bekliyor ahu gözlerde. Ahu gözlerden buğulu pencerelere selam olsun. Ne dediği delil, ne anladığı kitaplar olsun. Ömrünü bir şiir gibi yaşayıp, o şiiri de birine avare yaver eylendi. Satırlar göç edip gidenler için satırlar hasret koktu, bilmem kaç yıldır hüzün kokan mabette. Satırlar ilk gülkurusu ile yetinirken, rızka isyan edip ömre dadandı. Ömür kendini satırlara adarken yalnızlık gönle peydahlandı.
Gönüller ayrı tıpkı zihinler gibi ama tek mabette hemhalız birbirimize ihanet edip o mabede ihanet etme, her şeyi yap mabedi yıkma…
Selametler birliklerin niyazında, gözlerin en hassas ferinde saklı ve sen ey İki Hisse Bir Cüsse sakın unutma. Her şeyi unut, bu satırları unutma…
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.