Açıklama
Bir insanın doğduğu ev, ya özgürlüğe giden bir tren olur, ya da geleceğini kısıtlayan görünmez bir kafes.
Romanın başkahramanı, Diyarbakırlı bir ailenin evladı Baver, kendini gerçekleştirmek ve yaşayamadıklarını yaşamak için, ardında ağır bir geçmiş, çözülmemiş kırgınlıklar ve dile getirilememiş hayaller bırakarak İstanbul’a doğru yola çıkar.
Diyarbakır’ın tozlu sokaklarından, İstanbul’un parıltılı ama yalnız gecelerine uzanan bu yolculukta, onu hem toprak kokulu yüzler, geçmişin izlerini taşıyan insanlar, hem de yeni ve baştan çıkarıcı dostluklar beklemektedir.
Hayallerin büyüsüyle yola çıkan Baver, büyük şehrin gerçeğiyle yüzleştiğinde ise kaderini yeniden yazmak zorunda kalacağını, ve ne yazık ki her şeyin planladığı gibi gitmeyeceğini… Dahası, kendi hayatı üzerindeki kalemin yavaşça elinden alınacağını henüz bilmemektedir.
Bu roman, bir gencin içsel yolculuğunu, aidiyet ve kimlik arayışını, özgürlük ile geçmiş arasında sıkışmış bir ruhun mücadelesini anlatıyor. İstanbul’un kalabalık caddelerinde kendi sesini bulmaya çalışan Baver’in hikâyesi, okuru da kendi zincirleriyle yüzleşmeye davet ediyor.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.