Depremi Kentsel ve Afsal Dönüşümlerle Aldatmak

Açıklama

2000’li yılların ilk çeyreğini geride bırakıyoruz.
Bir deprem ülkesi olarak üzerinde yaşadığımız coğrafyanın beş yüz ’ün üzerinde diri fay hattını barındırdığını da biliyoruz.
Doğal bir tabiat olayı olan depremler, bazen şiddeti zayıf olan uyarıcı, bazen de şiddeti oldukça fazla yıkıcı sarsıntılarıyla bize kendini hiç unutturmuyor.
Biz ise bu duruma kaderci bir yaklaşımla bazen “takdiri ilahi” bazen de “bu afetler bu ölümler, işin fıtratında vardır” mantığıyla yaklaşıyoruz.
Gelişmiş dünya ülkeleri, sosyal bir devlet olmanın sorumluluğu ve bilinciyle doğal bir tabiat olayı olan depremlerden ülke vatandaşlarının etkilenmemesi, can güvenliği yüksek, sağlam binalarda ikamet ederek rahat ve huzur çerisinde yaşamaları için çok çok uzun yıllar öncesinden bu yıkıcı tabiat olayına karşı tedbirlerini almışlardır. Sürekli iyileştirmelerle de bu riski en aza indirerek gündemlerinden büyük ölçüde çıkarmayı başarmışlardır.
Bizim doğal felaketlere çare olacak, can güvenliğimizi sağlayacak “kentsel dönüşüm” adını verdiğimiz çalışmalar, şimdinin medeni ülkelerinde, konutların dışında kalan alanlarda yani kentlilerin ortak kullanım alanlarında, tarihi binalarda, cadde ve sokak yenilemelerinde halkın da kararlara katılımıyla yapılan kentsel yenileme iyileştirme çalışmaları olarak yürütülmektedir.
Ülkemiz henüz vatandaşlarının sağlıklı, depreme dayanıklı sağlam konutlarda ikamet etmeleri sorununu çözememiştir.
Karar vericilerin ve ülke yöneticilerin bu yöndeki çalışmalarının desteklenmesi amacıyla yeni yeni yasalar çıkartılmakta, buna dönük planlar yapılmaktadır.
Lakin bu amaca dönük yapılan ve yapıldığı söylenilen çalışmaların günümüzde geldiği noktayı ve yapılanların yer bilimi insanları, şehir planlamacıları ve sosyal bilimciler tarafından tanımlanması:
Bu yapılan faaliyetler bu isim altındaki çalışmalar:
Depremlerden korunmak için, vatandaşların risksiz yapılarda sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri amacına dönük çalışmalar değildir, bunlar gerçekte, kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüme hizmet eden ve sonuçlarında da soylulaştırmayı getireceği çok açık olan çalışmalarıdır.