Açıklama
Vicdan duygusunu kaybetmiş kirli bir dünya
Adalet kavramını unutmuş bir ülke
Acımasız ve despot bir yönetim
Tanrı adına cinayet işleyen bir toplum
Eşinin acımasızca öldürülmesine şahit olmuş ve ona halen tutkuyla âşık yetim bir adam
Yıllar sonra soğuk bir yılbaşı gecesi, eşinin öldürüldüğü gün, ilaçlarını almasına rağmen gün boyunca tekrarlanan sanrıları geçmişin anılarıyla yüzleşmesi için onu eşinin öldürüldüğü yere, Beyoğluna çağırır. Fakat ansızın gördüğü bir çift mavi göz, ruhunda aşk tohumlarını tekrar filizlendirecek sıcaklığa sahiptir. O saatten sonra aşk şarabını içebilmek için gidilebilecek tek bir yer vardır. Çam ağaçlarıyla kaplı Tamara Köşkü
Fakat sanrıları onu yalnız bırakmaz ve her saat onu farklı bir gerçekliğin içine çeker.
Bu roman aşkın ikizleri arasında sıkışmış, varlıkla yokluğu karıştıran, unutulmuş bir meleğin hikâyesidir.
Ne olursa olsun, ister buna rüya deyin ister hezeyan, hiçbir şey bu kadar gerçekçi olamazdı. Çıldırmaya yaklaşan bir insan, bu kadar gerçek ve beş duyuyla algılanabilecek rüyalar görebilir miydi?
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.