Açıklama
Insanoglunun bas taci, metallerin sahi altinin tahti, çevreciligin geçer akçe olmasi sonrasinda sallanir gibi olur
Türkiyede altin- siyanür baglaminda 1990larla beraber baslayan, giderek alevlenen, arada bir sönümlenen, ama bir türlü sonlandirilamayan sert tartisma, niçin yilan hikâyesine döner?
Bu kavgayi altin- ekonomi- çevre iliskisine hapsetmek mümkün mü?
Ikilem, altini üretmek ya da üretmemek Altin üretimi sürdürülmeli mi, yoksa simdiye dek çikarilan yeter de artar mi?
Uzak geçmisin derinliklerine dalip, onun, insanoglu için dinsel, kültürel, siyasal, ekonomik, ticari, sanatsal anlamlarini kavramayi hedef güden bir yolculuk, sorunun yanitini bulmaya yardimci olur mu? Bu, hem Antik Çaglardan son yüzyila tarihsel, mitolojik bir seyahattir, hem de dünyanin bir ucundan ötekine cografi bir kesif…
Muhaliflerin gerekçe yelpazesi genis Haklilar mi?
Dogruya ulasmak için, en az 6.000 yil öncesinden baslayan serüveni yasayip, 21. yüzyilin, romantizmden uzak teknik-bilimsel gerçekleriyle yüzlesmek, altin madenlerinin ana korku kaynagi siyanürün iç dünyasina bakmak ve kavganin odagina dogru hareket eden siyaset-ekonomi sarmalini irdelemek gerek
Peki, nasil bir yol tutulmali?
19. yüzyildan beri varligini sürdüren çevre koruma ile 20. yüzyilin ikinci yarisindan baslayarak gelisen doga merkezli düsünme temelli anlayislar, insanligin gelecegine açilan kapinin anahtarlari midir? Kilide hangisi uyar?
Insanlar, altini, sahiden de bilir mi ki?
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.